Kayıtlar

Şubat, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Soğuk Evim

-Soğuk Evim- Grinin mermeri dört bir yanımda şimdi, Üstte kara toprak, her karışı çiçekli, Hangi tür çiçektir bunlar, karanfil mi?  Gelmez kokusu, burnum kanmış meğerki. Duyuyorum sesinizi evvela, Birinizin gözleri iki çeşme, Diğerinizin de içi karmaşa, Yer değiştiriyorlar sırasıyla. Bastığım toprak üstüme çıktı gayrı, Kuruttu derimi, kırdı kanadımı. Senden yaratıldım, koynuna sığındım, Seni kendime sopsoğuk bir ev yaptım. Acımıyor zaman, acıtmıyor ölüm.

04.17

-04.17- Ben şu an masamın başındayım, önümde tabletim, bu haftanın blog yazısını yazıyorum. Ellerim titriyor, aklımda bir şeyler durmadan geziyor; oradan, şuradan, buradan bir şeyler almaya çalışıyor, tıpkı kışa hazırlanan bir karınca gibi hissetmeme neden oluyordu. Aralıksız düşünüyordum, zihnimde bir yerler oluşturuyordum ve o oluşturduğum yerler aslını televizyonlarda gördüğüm kadar net değil, bulanık. Fakat kendimi orada düşünüyorum, kendimi oraya koyuyorum. O vakte götürüyorum, oradaki bir deliğe sokuyorum, o halde neler düşünürdüm diye düşünüyorum ve kafamı o düşüncelerin oltasına bırakıyorum. O vakit onlar nasıldı? İşte bu yazı bu sorumun, sorumuzun cevabı. O anda bir şeyler oldu ve o şeyler benim omuzlarımdan sıkıca tutup sanki bir kâğıdı buruştururmuş gibi beni de buruşturdu. Küçücük kâğıttan bir top gibi oldum, canım çok yanıyordu, ses edemiyordum. Elim, kolum, bacaklarım, kısacası vücudumdaki hiçbir uzvu hareket ettiremiyordum, gözlerim dahil. Kapalılar, çünkü zarar görsünle...