Kanunlar Üstüne

-Kanunlar Üstüne-

Kanunlar her ülkede olan ve insanların, canlıların haklarını koruyan, bir ülkede eşitliği dengeleyen, herkesin uymak zorunda olduğu, geçerliliği mekan fark etmeksizin korunduğu, ağır ve genellikle kağıt üzerinde olan yasalardır bilindiği üzere. Peki kanunların kanun olmaları için doğruluğu ve herkesçe eşitliği önemli midir sizce? Eğer kanunlar çok doğru olsaydı karnı boş, açlıktan ölen bir insanın bir parça ekmek uğruna dünyayla girdiği savaşta, çaldığı o ekmek yüzünden hakim karşısına çıkarılıp belirlenen sert kanunlara göre -ve mecburiyetten gelen bu hırsızlığı göz önünde bulundurmadan- çarptırılıyorlar. Şimdi kanunlar herkes için, bu aç olan insan için doğru mudur, eşit midir? Kanunlar hiçbir zaman ne herkese eşit ne de herkese doğru oldu. Kanunlar Montaigne’ ninde dediği gibi kanun oldukları için yürürlülükte kaldılar, kanun oldukları ve bunların önüne geçemediği için insanlar sessiz kaldı.

Kanunları koyanlar, kanun konusunda kusur işlemekten korktukları için sert ve çok dengesiz bir eşitlik getirdiler. Mecbur olarak uyan ve kendi isteğiyle kanunlara uyanı neden aynı kanunlar ve aynı eşitlik çerçevesinde yargılarız? Kanunlar neden herkes için farklı değil de herkes için aynıdır, neden kanunlar herkesi bir kalıbın içine sokmaya çalışıyor? Sonuçta bu dünyada sekiz milyardan fazla insan var, hepsi de birbirinden farklı ve renk renkken işledikleri hatalar, suçlar aynı diye mi düşünüldü de o yüzden mi bu kanunlar bu kadar tek renktir? Montaigne, “(...) insandırlar nihayet, her yaptıkları şey ister istemez sudan ve değişkendir.” diye der ve kanunları insanlara karşı yapılan geniş bir haksızlık olarak görür. Oysaki kanunlar insanlar için, insanların haklarını savunmak için yürürlülüğe girmiş birer kağıt üstünde yazı halindeyken. Haklarımızı kanunlarla arıyoruz fakat bu kanunlarla kendimize ne denli haksızlık yaptığımızı bilmiyoruz.

Montaigne/Denemeler: Kanunlar Üstüne - Sayfa Numarası: 14

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atiye

Çocukluğumuz

SANATIN ADI ANADOLU'MUZ