Birinci Yarıyıl
-Birinci Yarıyıl-
Birinci yarıyıl, kendimden beklemediğim bir şekilde bir sürü hayal kırıklıklarıyla, trajikomikliklerle ve bunun gibi birçok şeyle doluydu. Derslerim için konuşmak gerekirse, ben sanardım ki derslerime çalışırım, güzelce sınavlarıma girer sonrasında da iyi beklentilerle çıkar, onları da karneme yansıtır, dönem bitince de belgemle karnemi alırım sanıyordum. Böylece ömrümde bir kere yaşayacağım koca lise hayatımın ilk dönemini arkamda bırakmış olur, sonrasında da üç buçuk sene daha liseye gideceğim diye düşünüp gözümü korkutup stresin en büyüğünü evime giden yol boyunca yaşarım diye tahmin ediyordum. Çünkü her zaman böyleydi, her şey böyleydi, ben hep böyleydim, böyle de sürer sanıyordum yani daha doğrusu sürdüreceğimi sanıyordum. Okula başladığım ilk günkü darbeden beri sayacın başladığını biliyordum ve gelin görün ki bu karne gününde bile artık bir elimin parmaklarını geçen darbelerden bir tane daha yemiş oldum.
E, niye kendini buna hazırlamadın, diye soracaksanız ben cevaplayayım; değişikliklerin olacağını zaten biliyordum az çok, ki zaten bu değişikliklere açık olmam herkesin olması gerektiği gibi. Şu an bile hala arada zorlansam dahi bunu aşmaya çalışıyorum. Ayrıca değişikliklerin sonucunun ne olacağı belli değildi ve bu, adeta büyük bir savaşa çıkmak için bir askerin her türlü şeye karşı hazırlanıp cepheye çıkmasıyla aslında bir anda ne kadar hem ruhen hem de bedenen yetersiz hissetmesi gibiydi. İşte bende öyleydim, sınıfa ilk girdiğimde yalnız hissettim ve ruhen de kendimin bunun için hazır olmadığını düşünsemde aslını sınıfa girince anlamış oldum. Ayrıca yukarıda sıraladığım şeylerin karnemi almak ve koca lise hayatımın daha başlangıcında olduğumu fark etmek haricinde hiçbir şey gerçekleşmedi, hepsini sandım, hepsini ihtimale bıraktım, hepsini tahmin ettim ve bu dönemin sonucu belli: küçük bir çıkıntısı bile olmayan bir dağın yamacında mahsur kaldım. Yoluma devam edebilmem için yapmam gerekenleri az önce saydığım şeylerin tehlikeli kollarına bırakmamam lazım.
Birde karneleri alırken düşündüm. Bugün heyecanlı bir şekilde daha yeni tanıştığım insanlarla beraber aldığımız ilk karnelerimizdi, acaba yollarımızı ayıracak son karnelerimizi de aldığımızda neler hissedeceğiz, herkesin hali nasıl olacak? Ağlayacak mıyız yoksa gülüşüp sarılacak, birbirimize geri kalan eğitim hayatımız da ve yaşayacağımız hayatımız da için başarılar dileyip, numaralarımızı birbirimize verip arada bir -bana göre dünya küçük olduğu için- yolda denk geldiğimizde başlarımızı gülerek sallamalı, ayakta birkaç hal hatır sorup havadan sudan konuşmalı karşılaşmalarla mı yoksa hiç görüşmemek üzere olan vedalarla mı uzun lise hayatlarımızda birbirlerimizin yer aldığı ve gerekmedikçe açılmayan defterlerimizi kapatacaktık? Yani il dönemimizi böyle kapattık, son dönemimizi nasıl kapatacağız, o vakte kadar neler yapacağız, o vakitte de neler hissedeceğiz?
Bu anlattıklarım çoğunlukla olumsuz taraflarıydı. Olumlu taraflarını şöyle söyleyebilirim ki -aslında belki genel olarak liseye başladığım için böyle oldu- eskiden arkadaşım pek yoktu, birkaç kişi vardı sağolsunlar ama onlar da varlıklarıyla yanımdalardı genellikle. Pek sık öyle özel konular hakkında konuşmazdık, birbirimize psikolojik açıdan en çok yardımcı olmamız gereken dönemde sadece sınavlara odaklanmaya çalışıyorduk. Evet, belki de kabahatin en büyüğü şu akla sığmaz salak saçma sınavlardaydı fakat ben bu sınavın eskiden su sızmayacak kadar yakın olan aramızdan şimdi şelaleden dökülen suların şiddeti kadar aramızın açılacağını sanmazdım. Daha fazla bunun hakkında konuşmak istemiyorum. Konuştukça hayatımdan sayamaya cesaret edemeyeceğim kadar fazla olan kuruntu yıllarımı hatırlamak istemiyorum, zaten daha pek de yaşamış değilim. Sadece on dört yaşımdayım. Zaten konunun dışına da çıktığımı seziyorum. O yüzden söyleyebilirim ki ben bir sürü güzel insanla tanıştım onlarla arkadaş oldum, bir sürü anlayışlı, güzel ve istikbalime ışık tutacağına yüzde yüz güvendiğim yeni öğretmenlerle tanıştım. Herkesi çok seviyorum hakikaten. Arkadaşlarıma, öğretmenlerime ve kendi derslerine değer vermeye çalışıyorum. Herkesle aramı hoş tutmak istiyorum çünkü insanlarla küsmeyi, onlarla kavga etmeyi seven biri değilim.
Okulda yapılan etkinlikler var, katılmasam da izleyici olarak orada bulunmaya ve alkışlarla desteklemeye çalışıyorum. Yapılan etkinlikleri de hoş buluyorum, bence biz öğrencileri ve öğretmenleri güldürüp, zihnimizde güzel bir anı kalmasına neden oluyor. Etkinlikler pek bir zahmetli olsa da günün sonunda başarmanın ve verilen desteklerin gücüyle etkinlikleri hazırlayan öğretmen ve öğrencilerin ağızları kulaklarına varıyordur, ki izlerken bizim de varıyor. Bir dönem içinde bu kadar çok etkinliğin de yapılması gerçekten çok gayret gerektiren bir şey. Ayrıca bu etkinlikler bizim genel kültür seviyemizi de arttırıyor ve eğitimi daha eğlenceli bir hale getirip öğrenmemizi sağlıyor. Bu nedenle bu faaliyetler bence eğitim için olmazsa olmaz şeyler. Uğraşlar güzel sonuçlar ortaya çıkarıyor, bunlar için alın teri döken herkese çok teşekkürler, çok değerlisiniz.
(Yine düzenlendi, 19 Ocak 2025)
Yorumlar
Yorum Gönder