Sınavlar ve Okulum
-Sınavlar ve Okulum-
Sınavlar bana açıkçası iki ucu boklu değnek gibi geliyor. Yapsan ayrı bir dert yapmasan ayrı bir dert gibi. Öğrenciler sınav haftasında üçe ayrılır: sınava çalışmaya son gece hatta son derse bırakanlar, sınav haftasından önce düzenli çalışanlar ve olacak sınavlara hiç çalışmayıp önem vermeyenler hatta sınavlardan bile haberdar olmayan öğrenciler diye. Sınav haftası gelip çattığında öğrencinin stres, kaygı, korku ve her şeyi ihtimale bırakma isteği ile dolu bir haftası da başlamış oluyor. Günler onun için su gibi akıp gidiyor ve nasıl geçip gittiğini bile anlamıyor, sınav haftasından önce ve sınav haftasında da gecelerce ders çalışıp kendini paralıyor, bazen ise sınavdan önceki derslerde öğretmenine fark ettirmeden gizlice sınava çalışıyor, sınavlara sadece “geçmek, sınıfta kalmamak” maksadıyla bakıyor haliyle işin sonucunda da hiçbir şey öğrenemeyen, bu işten kendisi için bir verim sağlayamayan, sadece zamanının büyük bir kısmını boşa harcamış bir öğrenci haline geliyor ve bunlar düzenli çalışan ya da çalışmayan öğrenci için de geçerli benim gözümde.
Birde üçüncü bir kesim daha var öğrenciler arasında. Sınavlara hiç çalışmayıp önem vermeyen hatta sınavların ne zaman olacağını bile bilmeyen öğrencilerdir onlar. Bence onlar da bu tür hislerin, düşüncelerin arasında kaybolmuşlardır, fakat onları sınavlara çalışmamaya iten şeyler, kendisini konumlandırdıkları yere, kendisine söylenenlere ya da kendisinin düşündüğü şeylere göre ve daha bilemediğimiz birçok neden yüzünden böyle bir kesim arasına giriyor olabilirler. Elbette belki öğrencileri böyle kesimlere ayıracağımız daha çok neden vardır ama ben bu üç tür öğrenciyi de gördüm, yaşadım ve yaşayacağım da çünkü hayatımın büyük bir kısmı sınavlara dayalı olacak ve Tanrı da bizleri -herkesin bildiği gibi- anne karnında başlayan ve tabutun içinde kefene sarılı bir şekilde sona eren ömrümüzü imtihanla yarattı. Kaderimiz önceden yazılmıştı anlımıza görünmez bir dokunuşla. Bunlar buz dağının görünmeyen kısmıydı benim gözümde, özellikle ebeveynler bunu görmekte sıkıntı çekiyorlar ve çocuklarıyla da yaşayabiliyorlar.
Sınavlar yapılmadığında ise öğrenci işlenen konuları unutabiliyor ve seneyi eli boş bir şekilde geçiriyor. Özellikle şu hayatımızı etkileyen LGS, YKS, KPSS gibi birçok sınav yapılmaz ise biraz bile olsun çalışıp çabalayan öğrenci hak etmediği muamele görebiliyor ve hak etmediği yerlere gidebiliyor -ki- bu zaten sınavlar yapıldığı halde bile çok yaşanan bir durum. Bu sınav sistemleri herkesi bir hale getirmeye çalışıyor, fikirlere ve renklere önem vermiyor, insanların yeteneklerini, ilgi alanlarını görmezden geliyor ve ortaya sadece karışık bir kepazelik çıkıyor. Sınavlar tek renk, simsiyah nasıl onu renklendirmemizi bekliyorlar ben anlayamıyorum. Fakat ben sınavlar olmasın da demiyorum, olsun ama böyle hayatımızı kökünde etkileyecek, ömrümüzü ona adamamızı sağlayacak, bizi olduğumuzdan çok farklı gösterip değiştirecek, ruh sağlığımızı etkileyecek ve sonunda ise elimize hiçbir şey geçirmeyecek bir sınav sistemine tabi tutulmak istemiyorum, zaten kim istiyor ki? Sınavlar iki ucu boklu değnek diyorum ve yanıldığımı da düşünmüyorum.
Okulum hakkındaki düşüncelerime gelirsek, şöyle ki bu okula daha yeni yeni adapte olmaya başladım ve artık liseye geçtiğimi de yeni yeni kavramaya başladım. Ben daha kendimi pandemi zamanında ekran başında dersini dinleyen bir Deniz olarak görürken, yıllarımın geçmesini bile fark edemeden bir gün şu anki okulumun sırasında otururken buldum. Bu yüzden arada yaşamaya fırsat verilmemiş gibi de düşünürüm. Liseye gitmeye başladığımı ve üstüme daha da çok sorumluluk ekleneceğini gerçeğiyle yüzleşmek yüzüme tokat gibi çarpıyordu, çünkü ben zaten sorumluluklarımı zorla yerine getiren ve üstüne yenileri de eklendiğinde hemencecik her şeyden sıkılıveren bir insandım. Amacım da bu liseye gitmek değildi. Amacım sosyal bilimler lisesine gidip oradan sözel bölümü seçip halam gibi edebiyat okumaktı -ki- istediğim liseye puanım da yetiyordu fakat annem yatılı bir okula razı olmamıştı, ayrıca halam da bana edebiyat okuma, zor diyordu.
Neticeye gelirsek şimdiki okulumun önceki okulumdan ve onun ortamından bence kat kat daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Yapılan etkinlikler ve imkanlar çok daha fazla ve güzel. Belki de burasının bir lise olmasından kaynaklıdır ve belki de önceki okulumun bir köy okulu olmasından kaynaklıdır ya da çok daha başka bir nedendir, bilemiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder